WDL Demo Rss

Orhan Gencebay vs. Bon bon


Birkaç gün önce rüyalarımın saman tadına dönüşmesinden söz ederken imdada Orhan Gencebay’lı rüyam yetişti. Kim olduklarını hatırlamadığım birkaç arkadaşımla büyük kanunsuz işler yapmış da bir şeylerden kaçmak zorundaymışız gibi, Üsküdar’ın arka sokaklarında bir eve balkonundan giriyoruz. Orada kalmam gerektiği söylense de ben başka yerler aramak için sokağa çıkıyorum. Oralar güzel, dinleniyorum bir yerde. Kaldırımda otururken Orhan Gencebay iniyor hızla yokuştan aşağı. O da bir şeylerden kaçıyor gibi kılık değiştirmiş. Siz Johnny Depp’in Bon Bon’u gibi hayal edebilirsiniz, ben biraz daha başka gördüm. Neyse, bir şekilde babayı tutuşa alabiliyorum. ‘60 sonu ‘70 başı politik değişimin müziğini nasıl etkilediğini, 80’lerin yeni nedensiz arabesk dalgasını nasıl gördüğünü, Mısır ekolünü mü Suriye ekolünü mü daha çok benimsediğini, hangi feylesofa daha yakın hissettiğini… vs. soruyorum. Siyasetten girip, sosyoloji ve müzikten çıkıyoruz. O sırada bizim kaçaklardan biri geliyor ve adamı darlamaya başlıyor. Orhan Gencebay “ben de bakkaldan bir şeyler almaya çıkmıştım, gideyim, Sevim hesaba çeker şimdi” diyerek uzaklaşıyor. Arkadaşa söylene söylene, aynı eve yine balkonundan girmek üzere yokuşa vuruyorum.

Bence rüyalarım iyiye gidiye.